16 Eylül 2011 Cuma

Tırnak içinde

Bugün afiilli filintaları okuyordum. Emrah Serbes i.


Hisler Ansiklopedisi yazısı beni çok şaşırttı.


Hikayede de çok klasik olduğu belirtildiği üzere bir kadın, neden üzgün olduğunu yanındaki gence : “Kadınlar bekliyorlar, güvenebilecekleri bir adam arıyorlar. Sonra da o adamın piçin biri olduğu ortaya çıkıyor. Ve böylece bir kere kırılması gereken kalpleri iki kere kırılıyor.”  


 diye söyledikten sonra oğlana kız arkadaşı olup olmadığını ve onu elinde tutmak istiyorsa eğer, evet kilit öneri ve düşünce şimdi geliyor:

“O zaman onu sürekli suçla,” dedi. “Bazen suçlama sürekli suçla. Suçsuzluğunu kanıtlayamadığı sürece sana kötü davranamaz.”
“Niye öyle yapsın ki?”
“Çünkü kadınlar doğuştan suçlu olduklarına inanmaya yatkındırlar.”
dedi.
Hiç buna benzer bir tez duymamıştım, gerçekten doğru mu bu peki?
Belki kadın olmakla ilgili konularda evet. Belki kendimizi çok sevdiğimizde hayır. 
Sürekli suçlanarak elde tutulmak değil de kadınların doğuştan suçlu olduklarına inanmaya yatkınlığı konusuna evet diyen hislerim var sanırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder