4 Aralık 2014 Perşembe

Kendi dünyamın içinden kuşbakışı

Üniversite kimliğimi elime ilk aldığımda geçerlilik süresi olarak 2007-2012 yazıyordu. "Ohooo 2012 ne ya" diye geçirmiştim içimden.

Üniversite bitti, evlendim, Ankara'ya gittim, işe girdim, bıraktım başka bir işe girdim, istifa ettim, hamile kaldım, şehir değiştirdik memlekete geldik, bir kızım oldu, ve şimdi bir insan büyütüyorum.
Az evvel iş yeri defterimi buldum, formüller, hesaplar, araştırmalarım, kitaplarım, öğrenmek istediklerim... Hepsi tekrar canlandı gözümün önünde. Bir buruldu içim. İstediğim yönde bir kariyer sahibi olmak hep elimdeydi ve aynı zamanda başka isteklerim de vardı. Sevdiğim insanla beraber olmak, bir çocuk sahibi olmak, o çocuğu istediğim gibi yetiştirebilmek (nedense liseden beri pedogojiyle oldukça ilgiliydim). Ve iki şeyi aynı anda düzgün şekilde yapamıyorum sanırım.
Başkaları nasıl yapıyor ya da yapabiliyor mu bilmiyorum, ben sadece istediğim kariyere odaklanıp da aynı oran da çocuğumla ilgilenebileceğimi artık zannetmiyorum. Ve çocuğum kariyer fırsatlarımdan üstün durumda, Büyür gider deyip de hassas olduğum konuların göz ardı edilmesini kabullenemediğim gibi, işime de öyle dümdüz gidip gelmek pek kabul edebileceğim bir durum değil. Neyse ki,çalışmama lüksüm var. Olmayabilirdi. Bunu önceden bilsem çocuk sahibi olmak istemez, sonradan başıma gelirse de büyük ihtimal çocuğumu kendim istediğim gibi büyütemediğim için mutsuz olurdum. Hala bu ihtimal var elbette, umarım başıma gelmez.
Çocuk konusundaki belirgin hassasiyetlerim neler peki
*Yemekleri
   Unlu mamüller, şeker ve paketlenmiş endüstriyel gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmalı (ara sıra ekmek vermek ve bazı çorbalara biraz un katmak dışında gayet riayet ediyorum bu kurala, çikolatasız çocuk büyümez (!) laflarına elimden geldiğince uzak tutup büyüyüp laftan anladığında ona izah etmeye çalışacağım sadece)
   İlaç kullanmamıza gerek kalmayacak şekilde beslenmesini sağlamaya çalışıyorum. Pazardan safrabolu köylülerinden aldığım sebzelerden çorba yapıyorum, etini kasaptan çocuk için özel alıyorum, 2günde bir köfte yiyor en az. Tavuk konusunu da köy tavuğu bularak çözdük. Hergün yedirdiğim yumurta konusunu da pazardan aldıklarıma artık güvenemediğim için sertifikalı gdo suz antibiyotiksiz gezen tavukların yumurtalarıyla (fiyatı da pazardakilerle aynı) çözdüğümüze inanmak istiyorum. Yoğurdu zaten kendim mayalıyorum.
*Aktiviteleri
   Yaşına uygun şeyler bulup uygulamaya çalışıyorum devamlı, henüz 10 aylık olduğu için şu sıralar yürüme çabaları, kitaplar, çekmeceler, ce e oyunları, vs.
   Hemen hemen hergün en az yarım saat dışarı çıkıyoruz beraber. Hava almasını sağlığı açısından da çok önemsiyorum.
   Evde devamlı ve çeşitli radyo kanallarının etkin olarak çalmasını önemsiyor ve uyguluyorum.
-Tv-Tablet-Telefon a bakması yasak. Çok ciddi anlamda bu kurala riayet ediyoruz, bir iki istisnamız oldu sadece. Ona yasak olan şeyleri ona ödül gibi sunmamaya dikkat ediyorum.
*Bakım
    -Bebek bezlerindeki zararlı kimyasalları ve petrokimya ürünü olduklarını öğrenidğimden beri yıkanabilir bebek bezi araştırmaları yapıyorum şu an piyasada bulabildiğim charlie banana one size lardan 2 tane aldım denedim memnun kaldım ve 4 tane daha sipariş verdim, Fuzzybunz ı da takip ediyorum, kampayaları araştırıyorum çünkü çok pahalılar. Yakında tamamen geçmiş olacağım inşallah. Gece ve uzun yolculuklar için de brn easy night almayı planlıyorum.
   - Deterjan konusunda da yavaş yavaş evde bir değişim başlattım.
     Önce bulaşık makinesiyle başladım çünkü bardaklardan su içemez olmuştum ağzıma gelen deterjan tadı yüzünden. Limon tuzu ve karbonat karışımı kullanıyorum şuan, tabi bi ön yıkama yapıyorum bulaşıkları koyarken, ama deterjanda da yapıyordum bana bir değişiklik olmadı, koku için de limon kabuğu asıyorum, Gayet başarılı bence, çok memnunum. Parlatıcı olarak da zaten sirke kullanıyordum 2 senedir.
     Sonra diş macunumu değiştirdim. Kaya tuzu ve karbonat karışımı mükemmel sonuç verdi, hem de hiç ummayarak ve de ön yargılı olarak denedim. Samimiyetle söylüyorum bir daha mecbur kalmadıkça diş macunu kullanmam.
     Sonra elde bulaşık yıkama deterjanımı kaldırdım ve de yerine kullanılmamış yağlardan üretilmiş arap sabununu koydum. kokusuz ve parfümsüz. Fairy ya da pril kullanıyordum daha evvelden, onlardan eksik bir yanı yok amacına hizmet konusunda, artı olarak da elinizde deterjan kalmıyor, bulaşıklarınızda da.
      Yerleri sildiğim kovaya da sirke koyuyorum, mikropları öldürmede yeterliymiş, bir sorun yaşamadım gözle görülür.
      En son olarak da evde çamaşır deterjanı yaptım, çamaşır sodası karbonat ve rendelenmiş katkısız zeytinyağı sabunu karışımını çamaşır tamburunun içine koyarak güzel sonuç aldım. Lekeleri en az deterjan kadar çıkarıyor, yumuşatıcı daha evvelde kullanmadığım için o konuda da hiçbir değişiklik yok, aynı katılıkta çamaşırlar ve hiç de rahatsız edici düzeyde değil. Bunun bana bir artısı da çocuğun çamaşırını ayrı bizimkini ayrı yıkamadığım için, daha ekonomik oldu, deterjan maliyeti ve ortak yıkayabilmeden ötürü. Bütün bu deterjansız hayat tariflerini www.zehirsizev.com dan esinlenerek uyguladım ve memnun kaldım. Gerçek bir teşekkür borçluyum. Çamaşır makinesinde sabunun herhangi bir tıkanmaya sebebiyet vermeyeceğini umuyorum, kullananlar öyle demişler. Bakalım şimdilik sorun yaşamadım.  Bu ürünlerin bir kısmını www.gelenekselpazar.com dan bir kısmını da www.sadepazar.com dan aldım. Sadepazardan en büyük isteğim, bir kargo anlaşması yapmaları ve belli bir limitin üstü alışverişlerde kargo bedava olması. Bu alışveriş yaparken benim için büyük handikap. Geleneksel pazar bu konuyu çözmüş ama onlarda da sadepazardan aldığım arap sabunundan yok. katkısız ve yanmamış yağlardan üretilen arap sabununu başka yerde bulamadım.

Genel olarak böyleyim işte. Mesleğime dair en son birşeyler yapayım dediğimde, Ayşe'nin bakımı konusunda bir çözüm bulabiliriz gibi gelmişti ama şuan emin değilim ve zaten girdiğim sınavlardan da düşük puanlar aldım. Bazı şeyler olabilir gibi gelmişti ama şimdi öyle gelmiyor. Şehirlerarası durum en zoru. Neyse Ayşe'yi büyütmeye devam edeceksem neden 2. çocuğumu da hemen yapmıyorum diye düşünüyorum şuan. Daha fazla vakit kaybetmemek adına. Sonunda ne olur bilmiyorum, hem de hiç bilmiyorum. Allah kerim artık.