24 Ağustos 2011 Çarşamba

kırklanmak lazım, olmuyor böyle

Yaz başından beri kişilik sahibi, azimli, her türlü cin fikrin sahibi bir sürü sivri sinekle beraber yaşadım.
Evet başlarda çok mücadele ettim, önce kan dökülmesin diye, kendime "off" sürdüm, koktu bana sevmedim.
Sonra, elektrolikit aldım, ancak %50 filan etkili olabiliyor maalesef:(
En son da, yapıştırmalı pencere sineklik tülü aldım.
Ama az evvel anladım ki, bu kanı bu sinek emecek arkadaş, emerken de, bir o kulağımı bir bu kulağı en son raddesine kadar taciz edicek ki bi iyice uyanayım. O tül pencerede durmayacak, tabi ki yapışkanları tam tutmayacak tülü takana kadar. Bi yapışsa üstüne pencereyi örtüp bekletecektim ama nasip değilmiş, kendimi dördüncü kattan atma seviyesine gelince durdum.
Bir şey değil bir kere uyanınca en az 2-3 tane avlamadan yatmıyorum ama gene de bana mısın demiyor namuzsuzlar. Kevgire döndü her yerim.
Velhasıl kelam, o tülü takacam diye, içerde ışık, pencere sonuna kadar açık, kabak gibi hedef haline getirdim kendimi, kim bilir şu anda göremediğim kaç sinek, aç karnını benimle doyuracak.
Üstelik daha ben bu saat oldu akşam yemeği yemedim ulan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder